Rusya 5. Nesil Savaş
Uçağı İle Meydan Okuyor
Rusya Hava Kuvvetleri
için geliştirilmekte olan Rusya’nın ilk 5. nesil savaş uçağı Sukhoi T-50
(PAK-FA) ilk uçuşunu 29 Ocak 2010 tarihinde geerçekleştirdi. Geliştirilme çalışmalarına
2002 yılında Sukhoi firması tarafından başlanan uçağın ilk uçuşunu
gerçekleştirmesi, Sovyet zamanlarından beri yeni bir savaş uçağı geliştirmeyen
Rus Havacılık sanayisi için büyük anlam ve önem taşıyor.
Bu
ilk uçuşun bir başka anlamı da Batı’nın askeri havacılıkta son 20 yılda elde
ettiği kazanımlara karşı meydan okuması.olarak gösteriliyor. ABD 1980'lerde
geliştirmeye başladığı F-22 Raptor uçaklarını 2000li yılların başında hizmete
sokarak, dünyadaki ilk 5. nesil savaş uçağını hizmete sokmuştu. Bunun yanında
ABD 1990’larda başlattığı JSF (Müşterek Taaruz Uçağı) programında 2000’den
fazla uçağı kendi hava kuvvetleri için; bin kadar uçağı da aralarında
Türkiye’nin de bulunduğu müttefik ülkeler için üretmeyi planlıyor. Seçilen uçak
ise Lockheed Martin firması tarafından geliştirilen F-35 uçağı yine 5. nesil
karakterlere sahiptir. Sukhoi T-50 ile Rusya ABD’nin ve onun müttefiklerinin
hem F-22 hem de F-35 uçaklarına cevap vermektedir.
5.
Nesil?
2.
Dünya Savaşından sonra geliştirilen savaş uçakları sahip olduğu teknolojiler ve
fiziksel kararkterleri ölçüsünde nesillere ayrılmaktadır. Mesela şu an Türk
Hava Kuvvetleri tarafından kullanılmakta olan F-4E Phantom uçakları 3. nesil;
F-16C/D uçakları ise 4. nesil savaş uçağı olarak değerlendirilmektedir.
Avrupalı üreticilerin son yıllarda geliştirdikleri Eurofighter Typhoon, Rafale,
Gripen tipi uçaklar ise 4+ nesil olarak değerlendiriliyor. Şu an kullanımda
olan tek 5. nesil savaş uçağı ise Amerikan Hava Kuvvetleri’nin F-22 av/önleme
uçağı.
Peki 5. nesil bir savaş uçağını, 4. nesil bir savaş uçağından ayıran
(mesela bir F-16’dan) kriyerler neler?
Bu
sorunun cevabı muğlak olsa da şöyle özetlenebilir:
- Görünmezlik: 5. nesil
uçaklar radarlara yakalanmayacak şekilde özel olarak dizayn edilmiş; radar soğurucu
malzemeler sıklıkla kullanılmıştır. Bu sayede 5. nesil uçaklar önceki nesillere
göre operasyonel etkinliği ve hayatta kalabilirliği önemli ölçüde artmıştır.
Bunun yanında IR, görsel spektrumda da görünmezlik sağlanmaya çalışılmış; LPI
radarlar, phased array link/iletişim sistemleri tespit edilmesi daha güç
sistemler kullanılmıştır.
- Entegre Aviyonikler ve
Sensör Füzyon: 4. Nesil savaş uçaklardaki aviyonikler (radar, EW sistemi,
navigasyon/kominikasyon sistemleri, hedefleme sistemleri) genellikle
birbirinden habersiz ve bağımsız çalışmaktadır. 5. nesil aviyonik sistemleri
ise radar, EW, IRST, hedefleme podları, ve data-link aracılığı ile gelen
bilgileri birleştirip ortak bir resim elde etme kabiliyetine sahip. Ayrıca 5.
nesil uçakların üst seviye görev planlanma kabiliyetleri mevcut.
-
Supersonik Seyir Kabiliyeti: 5. nesil ve bazı 4+ nesil uçaklarda bulunan bu
kabiliyet uçakların art yanmasız ses-üstü hızlara çıkmasını sağlayarak, önemli
operasyonel avantaj sağlamaktadır.
- Yeni nesil aviyonikler: 5.
nesil uçaklarda Aktif Elektronik Taramalı Radarlar (AESA Radar), dijital EW
sistemleri, yeni nesil kominikasyon-navigasyon-tanımlama sistemleri, yeni nesil
elektro-optik sistemler gibi en son teknolojiler bir arada bulunmaktadır.
- Gelişmiş bilgisayar
sistemleri/gelişmiş yazılımlar: Günümüzde en modern 4. nesil uçakların
bilgisayar sistemleri bile ticari sistemlere nazaran demode kalmaktadır. Bu da
gerek lojistik problemleri ortaya çıkarmakta, gerekse bu uçakların
modifikasyonlarında/yeni sistem entegrasyonlarında sorun çıkarmaktadır. 5.
nesil savaş uçaklarının ise bilgisayar sistemleri, kaynak kodları daha modüler
yapıda olacaktır. Böylelikle uçakların donanım/yazılım güncellemeleri bir
önceki nesle göre daha kolay yapılabilecektir.
- Yapısal Farklılıklar/lojistik
yaklaşım: Yeni nesil savaş uçaklarının bir önceki nesle göre daha fazla ileri
materyal teknolojileri kullanmaktadır. Örneğin yüksek oranda Titanyum, ve
kompozit malzeme kullanımı. Yeni nesil uçaklarda daha gelişmiş,
fly-by-wire/fly-by-light uçuş kontrol sistemleri ve hareketli kısımları
kontrole eden yeni nesil elektrohidrodinamik komponentler ile uçakların
güvenilirliği artmakta, lojistik ihtiyacı azalmaktadır.Ayrıca 5. nesil
uçaklarla birlikte performansa dayalı lojistik kavramı gündeme
gelmektedir.
- Manevra Kabiliyeti: F-22
gibi Sukhoi T-50’nin de yüksek güçlü motorları, güçlendirilmiş yapısal
özellikleri ve 3 boyutlu yönlendirilmiş itki sistemi (TVC) gibi bazı
teknolojilerle yüksek hızda, yüksek manevra kabiliyetine sahip olacağı
söylenebilir. Sukhoi T-50’nin 12G kuvvetinde manevralar yapma potansiyeli, ve
yüksek AoA kabiliyeti olduğu iddia edilmekte.
Sukhoi
T-50
Yeni
uçuş yapmasına karşın Sukhoi T-50 hakkında pek az gerçek bilinmektedir. Uçağın
süpersonik seyir ile 2000 km/sa sürate sahip olacağı; 5500km menzile sahip
olduğu ve X ve L bandında çalışan AESA radarlara sahip olacağı bilinmektedir.
Uçağın çıkan ilk resimlerinde 2 büyük gövde içi silah istasyonu göze
çarpmaktadır. Bu istasyonları 8 kadar hava-hava füzesi taşıyabileceği gibi;
ağırlıkları 1.5 tona ulaşan çeşitli hava-yer mühimmatlarını da taşıyabileceği
düşünülmektedir. Sukhoi T-50’nin 400km menzilli hava-hava füzelerine sahip
olacağı söylenmekte, bu tip bir kabiliyetin karşı tarafın erken uyarı
uçaklarına, stand-off jammer uçaklarına, tanker uçaklarına ve keşif uçaklarına
karşı uzaktan saldırı kabiliyeti sağlayacağı düşünülebilir. Rus şirketlerinin
Sukhoi T-50 için yeni nesil hava-hava ve hava-yer silahları geliştirdiği daha
önce basına yansımıştı.
İlk
resimlerde gözlemlediğimiz kadarıyla görünmezlik karakterlerine sahip olduğu
gözlenmektedir. Geniş bir gövdeye sahip olmasından dolayı iç silah
istasyonlarında büyük mühimmatların çok sayıda taşınması mümkün görünmekte.
Sukhoi T-50’nin AL-41 tipi yeni nesil jet motorunun geliştirilmeye devam
edildiği biliniyor.Satürn tarafından geliştirilmekte olan AL-41 motorunun 180kN
itki üretmesi ve 3D yönlendirilmiş itki kontrol (TVC) sistemine sahip olacağı
söylenmekte.
Sukhoi
T-50 uçağının 2015 yılından itibaren seri üretime geçmesi düşünülmekte. Ancak
uçağın gerek bazı aviyonik sistemlerinin, gerekse motorunun tam olarak hazır
olmadığı söyleniyor. Sukhoi T-50’nin finansmanının Rusya ve Hindistan arasında
50-50 ortaklıkla sağlandığı bilinmektedir. Bu bakımdan finansman problemlerinin
aşılabileceği düşünülebilir. Sukhoi T-50 uçağının sadece Rusya ve Hindistan’ın
değil, 3. ülkelerin de ihitiyaçlarına yönelik pazarlanacağı söylenmektedir. Bu
bakımdan 2015 sonrası dünyada Sukhoi T50 Amerikan F-35 uçağının karşısında
güçlü bir rakip olarak çıkabilir.
Amerikan
Hava Üstünlüğünün Sonu Mu Geliyor?
Soğuk
savaş sonrası ABD’nin geliştirdiği F-22 tipi uçaklara hiç bir devlet tam
anlamıyla karşılık verememişti. Sukhoi T-50 ise Amerikan F-22 klasmanında bir
hava üstünlüğü uçağı olarak ortaya çıkmaktadır. ABD’nin F-22 sayısı 183 ile
kısıtlı olacağı ve F-22’nin ihracat lisanslarının olmaması nedeniyle Sukhoi
T-50 uçağı sadece teknolojik anlamda eşitliği sağlamakla kalmayıp, sayısal
anlamda bir üstünlük sağlayabilir. ABD’nin yüksek miktarlarda alımı planlanan
F-35 uçağının ise hava-hava kabiliyetlerinin optimize edilmiş bir uçak olduğuna
yönelik eleştiriler göz önüne alındığında ABD’nin hava doktrinlerinin temel
paradigması hava-üstünlüğü kavramı sallantıda gibi görünmektedir.
Saygılarımla;
Kamil Yasin KARPUZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder