Kıvılcım'dan Alev'e...

7 Haziran 2012 Perşembe

5. NESİL SAVAŞ UÇAĞI; SUKHOİ T-50- RUSYA


Rusya 5. Nesil Savaş Uçağı İle Meydan Okuyor
Rusya Hava Kuvvetleri için geliştirilmekte olan Rusya’nın ilk 5. nesil savaş uçağı Sukhoi T-50 (PAK-FA) ilk uçuşunu 29 Ocak 2010 tarihinde geerçekleştirdi. Geliştirilme çalışmalarına 2002 yılında Sukhoi firması tarafından başlanan uçağın ilk uçuşunu gerçekleştirmesi, Sovyet zamanlarından beri yeni bir savaş uçağı geliştirmeyen Rus Havacılık sanayisi için büyük anlam ve önem taşıyor.

            Bu ilk uçuşun bir başka anlamı da Batı’nın askeri havacılıkta son 20 yılda elde ettiği kazanımlara karşı meydan okuması.olarak gösteriliyor. ABD 1980'lerde geliştirmeye başladığı F-22 Raptor uçaklarını 2000li yılların başında hizmete sokarak, dünyadaki ilk 5. nesil savaş uçağını hizmete sokmuştu. Bunun yanında ABD 1990’larda başlattığı JSF (Müşterek Taaruz Uçağı) programında 2000’den fazla uçağı kendi hava kuvvetleri için; bin kadar uçağı da aralarında Türkiye’nin de bulunduğu müttefik ülkeler için üretmeyi planlıyor. Seçilen uçak ise Lockheed Martin firması tarafından geliştirilen F-35 uçağı yine 5. nesil karakterlere sahiptir. Sukhoi T-50 ile Rusya ABD’nin ve onun müttefiklerinin hem F-22 hem de F-35 uçaklarına cevap vermektedir.

            5. Nesil?
            2. Dünya Savaşından sonra geliştirilen savaş uçakları sahip olduğu teknolojiler ve fiziksel kararkterleri ölçüsünde nesillere ayrılmaktadır. Mesela şu an Türk Hava Kuvvetleri tarafından kullanılmakta olan F-4E Phantom uçakları 3. nesil; F-16C/D uçakları ise 4. nesil savaş uçağı olarak değerlendirilmektedir. Avrupalı üreticilerin son yıllarda geliştirdikleri Eurofighter Typhoon, Rafale, Gripen tipi uçaklar ise 4+ nesil olarak değerlendiriliyor. Şu an kullanımda olan tek 5. nesil savaş uçağı ise Amerikan Hava Kuvvetleri’nin F-22 av/önleme uçağı. 

            Peki 5. nesil bir savaş uçağını, 4. nesil bir savaş uçağından ayıran (mesela bir F-16’dan) kriyerler neler? 
           

            Bu sorunun cevabı muğlak olsa da şöyle özetlenebilir: 

            - Görünmezlik: 5. nesil uçaklar radarlara yakalanmayacak şekilde özel olarak dizayn edilmiş; radar soğurucu malzemeler sıklıkla kullanılmıştır. Bu sayede 5. nesil uçaklar önceki nesillere göre operasyonel etkinliği ve hayatta kalabilirliği önemli ölçüde artmıştır. Bunun yanında IR, görsel spektrumda da görünmezlik sağlanmaya çalışılmış; LPI radarlar, phased array link/iletişim sistemleri tespit edilmesi daha güç sistemler kullanılmıştır. 

            - Entegre Aviyonikler ve Sensör Füzyon: 4. Nesil savaş uçaklardaki aviyonikler (radar, EW sistemi, navigasyon/kominikasyon sistemleri, hedefleme sistemleri) genellikle birbirinden habersiz ve bağımsız çalışmaktadır. 5. nesil aviyonik sistemleri ise radar, EW, IRST, hedefleme podları, ve data-link aracılığı ile gelen bilgileri birleştirip ortak bir resim elde etme kabiliyetine sahip. Ayrıca 5. nesil uçakların üst seviye görev planlanma kabiliyetleri mevcut.

            - Supersonik Seyir Kabiliyeti: 5. nesil ve bazı 4+ nesil uçaklarda bulunan bu kabiliyet uçakların art yanmasız ses-üstü hızlara çıkmasını sağlayarak, önemli operasyonel avantaj sağlamaktadır. 

            - Yeni nesil aviyonikler: 5. nesil uçaklarda Aktif Elektronik Taramalı Radarlar (AESA Radar), dijital EW sistemleri, yeni nesil kominikasyon-navigasyon-tanımlama sistemleri, yeni nesil elektro-optik sistemler gibi en son teknolojiler bir arada bulunmaktadır. 

            - Gelişmiş bilgisayar sistemleri/gelişmiş yazılımlar: Günümüzde en modern 4. nesil uçakların bilgisayar sistemleri bile ticari sistemlere nazaran demode kalmaktadır. Bu da gerek lojistik problemleri ortaya çıkarmakta, gerekse bu uçakların modifikasyonlarında/yeni sistem entegrasyonlarında sorun çıkarmaktadır. 5. nesil savaş uçaklarının ise bilgisayar sistemleri, kaynak kodları daha modüler yapıda olacaktır. Böylelikle uçakların donanım/yazılım güncellemeleri bir önceki nesle göre daha kolay yapılabilecektir. 

            - Yapısal Farklılıklar/lojistik yaklaşım: Yeni nesil savaş uçaklarının bir önceki nesle göre daha fazla ileri materyal teknolojileri kullanmaktadır. Örneğin yüksek oranda Titanyum, ve kompozit malzeme kullanımı. Yeni nesil uçaklarda daha gelişmiş, fly-by-wire/fly-by-light uçuş kontrol sistemleri ve hareketli kısımları kontrole eden yeni nesil elektrohidrodinamik komponentler ile uçakların güvenilirliği artmakta, lojistik ihtiyacı azalmaktadır.Ayrıca 5. nesil uçaklarla birlikte performansa dayalı lojistik kavramı gündeme gelmektedir. 

            - Manevra Kabiliyeti: F-22 gibi Sukhoi T-50’nin de yüksek güçlü motorları, güçlendirilmiş yapısal özellikleri ve 3 boyutlu yönlendirilmiş itki sistemi (TVC) gibi bazı teknolojilerle yüksek hızda, yüksek manevra kabiliyetine sahip olacağı söylenebilir. Sukhoi T-50’nin 12G kuvvetinde manevralar yapma potansiyeli, ve yüksek AoA kabiliyeti olduğu iddia edilmekte. 


            Sukhoi T-50
            Yeni uçuş yapmasına karşın Sukhoi T-50 hakkında pek az gerçek bilinmektedir. Uçağın süpersonik seyir ile 2000 km/sa sürate sahip olacağı; 5500km menzile sahip olduğu ve X ve L bandında çalışan AESA radarlara sahip olacağı bilinmektedir. Uçağın çıkan ilk resimlerinde 2 büyük gövde içi silah istasyonu göze çarpmaktadır. Bu istasyonları 8 kadar hava-hava füzesi taşıyabileceği gibi; ağırlıkları 1.5 tona ulaşan çeşitli hava-yer mühimmatlarını da taşıyabileceği düşünülmektedir. Sukhoi T-50’nin 400km menzilli hava-hava füzelerine sahip olacağı söylenmekte, bu tip bir kabiliyetin karşı tarafın erken uyarı uçaklarına, stand-off jammer uçaklarına, tanker uçaklarına ve keşif uçaklarına karşı uzaktan saldırı kabiliyeti sağlayacağı düşünülebilir. Rus şirketlerinin Sukhoi T-50 için yeni nesil hava-hava ve hava-yer silahları geliştirdiği daha önce basına yansımıştı.

            İlk resimlerde gözlemlediğimiz kadarıyla görünmezlik karakterlerine sahip olduğu gözlenmektedir. Geniş bir gövdeye sahip olmasından dolayı iç silah istasyonlarında büyük mühimmatların çok sayıda taşınması mümkün görünmekte. Sukhoi T-50’nin AL-41 tipi yeni nesil jet motorunun geliştirilmeye devam edildiği biliniyor.Satürn tarafından geliştirilmekte olan AL-41 motorunun 180kN itki üretmesi ve 3D yönlendirilmiş itki kontrol (TVC) sistemine sahip olacağı söylenmekte.

            Sukhoi T-50 uçağının 2015 yılından itibaren seri üretime geçmesi düşünülmekte. Ancak uçağın gerek bazı aviyonik sistemlerinin, gerekse motorunun tam olarak hazır olmadığı söyleniyor. Sukhoi T-50’nin finansmanının Rusya ve Hindistan arasında 50-50 ortaklıkla sağlandığı bilinmektedir. Bu bakımdan finansman problemlerinin aşılabileceği düşünülebilir. Sukhoi T-50 uçağının sadece Rusya ve Hindistan’ın değil, 3. ülkelerin de ihitiyaçlarına yönelik pazarlanacağı söylenmektedir. Bu bakımdan 2015 sonrası dünyada Sukhoi T50 Amerikan F-35 uçağının karşısında güçlü bir rakip olarak çıkabilir.

            Amerikan Hava Üstünlüğünün Sonu Mu Geliyor?
            Soğuk savaş sonrası ABD’nin geliştirdiği F-22 tipi uçaklara hiç bir devlet tam anlamıyla karşılık verememişti. Sukhoi T-50 ise Amerikan F-22 klasmanında bir hava üstünlüğü uçağı olarak ortaya çıkmaktadır. ABD’nin F-22 sayısı 183 ile kısıtlı olacağı ve F-22’nin ihracat lisanslarının olmaması nedeniyle Sukhoi T-50 uçağı sadece teknolojik anlamda eşitliği sağlamakla kalmayıp, sayısal anlamda bir üstünlük sağlayabilir. ABD’nin yüksek miktarlarda alımı planlanan F-35 uçağının ise hava-hava kabiliyetlerinin optimize edilmiş bir uçak olduğuna yönelik eleştiriler göz önüne alındığında ABD’nin hava doktrinlerinin temel paradigması hava-üstünlüğü kavramı sallantıda gibi görünmektedir.

Saygılarımla;
Kamil Yasin KARPUZ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder