1915’te yaşananlar dünyaya hiçbir
ders vermemiş olacak ki, kolonilerini ve hammadde rezervlerini korumak amacıyla
fiili olmasa bile fikren hunharca birbirlerine saldıran Avrupa’nın büyük
devletleri, aradığı kıvılcımı bulma bahanesi ile yanıp tutuşurken, Almanya ve
İtalya gibi birçok ülkede baş gösteren ekonomik kriz dalgası diktatörlerin
işine yaradı. Adolf Hitler ve Benito Mussolini birer birer diktatörlüklerini
ilan etti.
Ülkelerini kontrol ettikleri ilk
andan itibaren niyetlerini belli eden liderler, savaş hazırlıklarına başlayıp
ülkelerinin toparlanamayan ekonomilerini insan gücü ile harmanladılar. Ortaya
çıkan bu işkenceye ağır sanayii adını verdiler. Diğer Avrupa devletleri de bu
hazırlıkları öğrenip gereken savaş hazırlıklarına başladılar.
1915’in öcünü almak isteyen
Almanlar, kendilerini çığır açacak projelerin arasına attılar. O tarihlerde ilk
kez Tank ismi popülarite kazandı. Tanklar zor arazi koşullarında
ilerleyebiliyorlardı. Fakat yakın mesafeden ne kadar etkililerse de uzak
mesafede varlık gösteremez haldelerdi.
Almanlar; topların, tarihte büyük
savaşların (İstanbul’un Fethi gibi.) kazanılmasında etken rol oynadıklarının bilincindeydi.
İşte bu durumdan faydalanmak istediler. Ortaya attıkları projeler çılgıncaydı.
Değişik detaylı projelerden sonra
Ünlü Krupp ailesinin sahip olduğu firma çok mantıklı ve her yere (Avrupa’da o
zamanlarda bile demir yollarının ileri seviyede olmasından dolayı) taşınabilecek
modern bir proje ortaya attılar. Bu proje çok beğenilerek biran önce
yapılmasında karar kıldılar.
Proje özünde gayet basitti. Karada
ilerleyen top mekanizmasının daha uzun namlulu ve daha ağır olanını demir
yolunda ilerletebilirlerdi. Ayrıca bu kadar ağır bir makineyi hiçbir motorlu
taşıt çekemeyeceği için de demir yolları üzerinde yürümesi daha mantıklı geldi.
Bu sayede daha uzak hedeflere yıkım gücü
daha fazla olan mermiler atabileceklerdi. Ayrıca 47,3 metre namlu uzunluğuna ve
1,350 ton ağırlığına sahip bu canavar, ateş ettiğinde tepki kuvveti olarak
geriye doğru savrulacağından ve buna karşı koyabilecek büyüklükte (yani tepki
kuvvetini sönümleyecek) yay o tarihlerde bulunmadığından namlu normal toplarda
belirtilen maksimum açıdan birkaç derece yükseğe kadar kalkabilir vaziyette
üretilecekti. Böylelikle mekanizmanın ateş alma esnasında oluşturacağı güçlü
tepki kuvveti topun ağırlığına ve raylara daha kolay aktarılacaktı.
Çalışmalarına
başladılar…
Düşman
devletler için düştüğü yeri cehenneme çevirecek olan bu savaş makinesinin
yapımı çok fazla can kaybı demekti. İşte bu yüzden birkaç kez henüz daha proje
gelişim aşamasındayken sabote etmeye çalıştılar. Fakat güçlü Alman istihbaratı
sayesinde başarısız oldular.
1940 yılında yapımı tamamlanan topa
Almanlar, Schwerer Gustav veya halk arasında “Dora” dediler. Devasa savaş
makinesi özellikleri ile döneminin en iyilerinden birisi olduğunu kanıtladı.
İşte halk adıyla
Dora’nın özellikleri :
1.Tip
§
Mermi ağırlığı : 4,8 ton (4,800 kg)
§
Namlu çıkış hızı : 820 m/s
§
Maksimum Menzil : 48 km
§
Patlama etkisi : 700 kg
§
Açtığı çukur : 10 m genişlik 10 m derinlik.
2.Tip
§
Mermi uzunluğu : 3.6 m
§
Mermi ağırlığı : 7,1 ton (7,100 kg)
§
Namlu çıkış hızı : 720 m/s
§
Max.Menzil : 38 km
§
Patlama etkisi : 250 kg
§
Delme : Yapılan testlerde 7 m. kalınlığında
betonu delebildiği gözlenmiştir.
Bu
makine en etkili olarak Barbarossa operasyonunda kullanıldı. Savaş sonuna doğru
Amerikan ve Sovyet ordularının eline geçen bu ölüm makineleri derhal imha
edildi. Kullanımı 1945 sonrası yasaklandı.
Fakat
kara savaşlarında çığır açan bu makine günümüz toplarının ve füzelerinin de
bazı noktalarına fikir babalığı yaptı…
Saygılarımla,
Adil
Can KAVCAR
Güzel bilgi
YanıtlaSil