Daha
önceki yazılarımdan birinde Almanların ünlü Schwerer Gustav’larından
bahsettikten sonra, özellikle II. Dünya Savaşı içerisinde Barbarossa operasyonunda bu denli güçlü bir
silahın karşısına Rusların ne koyduklarını açıkçası merak etmiştim.
Rus kuvvetlerinin savaş öncesi bu tarzda ağır ve
tam kapsamlı bir harekata karşı koyabilecek bir gücü yoktu. Almanlar hali
hazırda bunu bildiklerinden dolayı, doğuya yapacakları ani bir operasyonla Rusları dağıtarak Moskova'ya girmek istiyordu. Bu amaçla düzenledikleri operasyonda, sayısal
üstünlük kuramayacakları Rusya’ya karşı askeri teknolojisine güvenmek
zorundaydı. Bu yüzden Askeri mühimmat, Tank, Uçak ve Top gibi konularda diğer
devletlerden daha üstün hale geldiler. Elbette ki eksik oldukları yanlar da vardı.
Araçları modern tasarlanmıştı, fakat tekerlekleri Rusya’nın
iklimine alışkın değildi. Motorlarında kullandıkları tekerlekler de öyle… Her
ne kadar da Kuzey iklimine maruz kalsa da Almanya insanı Ruslara göre daha
sıcak bölgelerde yetişen insanlar olduğundan askerlerinin çoğu soğukta telef
olacaktı, fakat tüm bu nedenler yine de Almanları durdurmaya yetmezdi…
İlk önceleri kendileri ile saldırmazlık anlaşması yapan
Hitler’in bu kadar çabuk kendilerine saldırabileceğini düşünmeyen, Josef Stalin
ve kurmayları, acilen savaş politikasına ve ekonomisine önem verdiler. Hızlı
fakat korkutucu çözümler bulmayı deneyen Stalin, ülkesi vatandaşlarının gönüllü
olarak fabrikalarda çalışmasını istedi. Tüm ağır sanayi Ural dağlarının ardına
taşındı.
Tüm bunlar devam ederken, Naziler doludizgin saldırılarına
devam ediyordu. İşte bu sırada Rus gizli servis elemanlarının ortaya attığı
proje savaşın kaderini değiştirdi…
Öyle bir proje yaptılar ki belki de o dönemde bile dünyanın
en fazla hedef şaşıran silahı olmayı başardı. Fakat zaten Rus kuvvetleri,
roketin hedef almasından çok düşmanı korkutması için tasarlamışlardı ve bu
doğrultuda ürettiler. Hedef alma özelliği azdı, fakat kitle halinde taarruz a
geçen piyadeler üzerinde çok etkiliydi en kısa sürede onları püskürtebiliyordu.
İşte bu özellik yüzünden proje çok gizli tutuldu. Bu tip bir
silahın düşman kuvvetlerinin eline geçmesini istemeyen Rus gizli servisi silahın
yapımını ve kullanımını kendi bünyesinden insanlar ile gerçekleştiriyordu. Bu
yüzden normal piyadeler bile bu silahı görememişlerdi.
Aslında göstermemelerinin nedeni gayet basitti, çünkü
Nazileri durduran bu korku makinesinin görünümünden bile yapılması gayet basit
olabilirdi. Çünkü değişik tiplerde üretilebilen silahın ana mantığı kamyon
üzerine belirli açılarda oturtulmuş kızakların üzerine yerleştirilen
roketlerdi.
İsmine gelince, “Katyuşa” ismi Rus savaş türküsünden
gelmektedir. Aynı zamanda çarlık
döneminde Rusya’da ki efsane Çariçe Katherina’nın isminin de bir uzantısıdır.
Alman askerler de dönemde yüksek gürültü çıkardığından ve düştüğü yeri
cehenneme çevirdiğinden dolayı “Stalin’in orgları” yakıştırmasında bulunmuşlardı.
Kamyonlar dışında taşınabilir bir aparat ile yere de monte
edilebilen Katyuşa, bunların dışına traktör ve uçaklara da monte
edilebiliyordu. Düşmana korku salmak amacıyla bazı cephelerde yüz yirmi
kamyonun bir arada kullanıldığı söylenmektedir.
Teknik özellikler ve Modelleri
Bilinen ve en çok kullanılan katyuşa BM-13’tür. Fakat
takıldığı kamyonlara göre farklılık gösterir. Takıldığı kamyolar Studebaker US6,
ZiS-6 olabilir.
Örnek göstermek gerekirse bir BM-13, 1.8 metre uzunluğunda,
13.2 cm çapında olabilir. Ağırlığı ise 43 kilo civarında değişmektedir.
Katyuşaların En Bilinenleri
Çap
|
Kızak
Sayısı (Tüp)
|
Kodu
|
82mm
|
1 adet
|
BM-8
|
82mm
|
6 adet
|
M-8-6
|
82mm
|
8 adet
|
BM-8-8
|
82mm
|
12 adet
|
M-8-12
|
82mm
|
16 adet
|
16-M-8
|
82mm
|
24 adet
|
BM-8-24
|
82mm
|
24 adet
|
24-M-8
|
82mm
|
36 adet
|
BM-8-36
|
82mm
|
40 adet
|
BM-8-40
|
82mm
|
48 adet
|
BM-8-48
|
82mm
|
72 adet
|
BM-8-72
|
132mm
|
24 adet
|
BM-13
|
132mm
|
6 adet
|
6-M-13
|
132mm
|
16 adet
|
BM-13-16
|
300mm
|
4 adet
|
M-20-4
|
300mm
|
4 adet
|
M-30-4
|
300mm
|
8 adet
|
M-31-8
|
300mm
|
12 adet
|
BM.-31-12
|
Bu silan en son Lübnan’daki Hizbullah saldırılarında
kullanılmıştır.
Elbette roket tarihi daha eskilere dayanır fakat Katyuşa’lar
günümüz savaş teknolojilerine de ışık tutmuştur. Ülkemizin ordusunda da bulunan
birçok roketin fırlatma rampalarının ana mantığı katyuşaları tasarlayanların
mantığı ile örtüşmektedir. Önümüzdeki dönemlerde biz insanlık olarak istemesekte yaşanması muhtemel
savaşlarda bu tip teknikler kullanılacaktır.
Saygılarımla,
Adil Can Kavcar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder